1 Nisan 2015 Çarşamba

Gümrü Antlaşması - 02 Aralık 1920

TÜRKİYE - ERMENİSTAN BARIŞ ANDLAŞMASI
Gümrü (Alexandropol), 2 Aralık 1920


Gümrü Antlaşması yeni Türkiye'nin TBMM Hükümeti’nin yabancı bir devlet ile yaptığı ilk uluslararası antlaşmadır. Gerçi bu Antlaşma; Kafkasya'da ortaya çıkan gelişmeler sonucu, Ermenistan’ın Bolşevik Kızıl ordusu tarafından, antlaşmanın imzalanmasının ertesi günü işgal edilmesinden dolayı, onaylanamadığı için yürürlüğe girememiştir. Daha sonra Gürcistan ve Azerbaycan ile ilgili konularla birlikte, 16 Mart 1921 günü Moskova'da imzalanan Antlaşmaya bırakacaktır. Ama onun tarihsel değeri gene de ortadadır.

Olayların Tarihsel Gelişimi

Rusya'da 1917 Ekiminde Komünist Devrimi olunca, Bolşevik Hükümeti, Osmanlı Devleti ile savaşa son vermek üzere, önce 5 Aralık 1917'de Erzincan'da bir Ateşkes Anlaşması yapmış ve arkasından da 3 Mart 1918 günü Brest-Litovsk'ta bir Barış Antlaşması imzalamıştı. Bu Antlaşma ile Bolşevik Hükümeti, 93 Savaşından (1877) önceki Türk-Rus sınırına dönülerek, Kars, Ardahan ve Batum Sancaklarının, halkının rızası koşulu ile Türkiye'ye geri verilmesine razı olmuştu. Bunun üzerine, Türk Ordusu Doğu Anadolu üzerinden Kafkasya'ya girmiş ve söz konusu üç bölgede yapılan bir plebisit halkın çoğunluğunun Türkiye'ye bağlı kalmak istediğini göstermişti.

Öte yandan, Batum'a asker çıkaran İngilizlerin desteği ile Gürcistan ve Azerbaycan'da olduğu gibi Ermenistan'da da Menşeviklerin (ılımlı sosyalist, Sosyal-Demokrat) yönetiminde, Erivan başkent olmak üzere, 28 Mayıs 1918'de bağımsız bir Devlet kurulmuştu. Aşırı Ermeni milliyetçisi Taşnakların yönetimindeki bu Devlet ‘Büyük Ermenistan’ı gerçekleştirmeyi amaç edinmişti.

Türk Ordusu ise; 30 Ekim 1918'de Mondros'ta Müttefiklerle imzalanan Silâh Bırakışımı Sözleşmesi uyarınca, 1914 sınırına çekilmek zorunda kalmıştı. Bu durumda, Ermeni kuvvetleri, Doğu Anadolu'da Türk halkına karşı eylemlere girişmeye başlamıştı.

1920 Haziranında Ermeni kuvvetlerinin Doğu Anadolu'da Oltu'da, Türklere geniş çapta bir saldırısı yapması üzerine, Türkiye Büyük Millet Meclisi Hükümeti Ermenistan'a karşı artık bir askeri harekâta başlamayı ve bir an önce Doğu Anadolu sınırını, Mi-sak-ı Millî ilkelerine uygun biçimde, gerçekleştirmeyi kararlaştırmıştı. Nisan 1919’da atanarak göreve başlayan Doğu Cephesi Komutanı Kâzım Karabekir Paşa Komutasında 28 Eylül 1920’de başlatılan harekâtta, Türk Ordusu birkaç gün içinde Sarıkamış bölgesini almış; ertesi ay sonlarında yeniden ilerleyerek Kars'ı kurtarmış ve 7 Kasımda Gümrü'yü işgal etmişti. Bunun üzerine, Ermeniler barış isteyince, önce bir ateşkes Antlaşması, 2 Aralık 1920’de de Gümrü Barış Antlaşması yapılmıştır.

Şu da var ki, o sırada Kafkasya kuzeyinden inmeğe başlayan Kızıl Ordu'nun da baskısıyla, Gürcistan ve Azerbaycan'daki gibi, Ermenistan'da da Bolşevik Ermeniler yönetime egemen olmaya, dolayısıyla Moskova'nın etkisine girmeye başlamıştı. Çok geçmeden her üç Devlet Sovyetler Birliğine bağlı birer Sovyet Sosyalist Cumhuriyeti olacaktı. İşte böyle bir gelişme üzerinedir ki, Sovyet Rusya, bu üç Devleti de bağlayacak biçimde, Türkiye ile 1921'de Moskova Antlaşmasını yapacak ve arkasından da Kars Antlaşması ile Gürcistan, Ermenistan ve Azerbaycan Sovyet Sosyalist Cumhuriyetlerince onun doğrulanmasını sağlayacaktır.  (Bak. Kitabın III. ve IV. sırasındaki Bağıtlar)

Gümrü Antlaşması yeni Türkiye'nin tarihinde şu gerçekleri ortaya koymuştur:

Bir kez, Misak-ı Milli'nin Kafkasya sınırı için öngördüğü 93 Savaşı (1877) öncesi çizgisinin Ermenistan kesimi, 1828'de İran'dan Rusya'ya geçen ve 1918'den beri Ermeni işgalinde olan Iğdır ve Tuzluca ilçeleriyle birlikte, Kars bölgesinin geri alınmasıyla gerçekleşmiştir. Bu çizgi, ertesi yıl Sovyetler Birliği ile Moskova'da ve federe bir Sovyet Cumhuriyeti haline gelen Ermenistan ile Kars'ta imzalanacak Antlaşmalara da temel olacaktır. Üstelik Kâzım Karabekir komutasındaki Türk Ordusunun Gürcistan doğrultusunda ilerlemesi üzerine Ardahan, Artvin ve hatta Batum'un da ele geçirilmesinden sonra, Gürcistan kesimlerindeki sınır da Moskova ve Kars Antlaşmalarıyla yeni Türkiye'nin Doğudaki hedeflerine ulaşmış olacaktır. Böylece, İstanbul Hükümetinin 1918 de imzaladığı Mondros Ateşkesi sınırı ilk kez geçildiği gibi, 1920 Sevr Barış Antlaşmasının geçersizliği fiilen de kanıtlanmıştır.

İkinci tarihsel gerçek Ermeni sorunu Türkiye'nin haklarını karşılayacak biçimde ve kesinlikle bir çözüme bağlanmıştır.

Üçüncüsü, genç Türk devleti o sırada çeşitli cephelerdeki savaşlardan birini istediği biçimde sona erdirmekle, nefes alabilmiş ve kuvvetlerini öteki cephelerde daha rahat kullanabilmek olanağım bulmuştur. Bundan başka dayanışma içine girmeğe hazırlandığı Sovyetler Birliği ile Kafkasya'da ulaşım olanağım elde etmiş, Ermenilerin elinden de birçok silâh almıştır.

Gümrü Antlaşması, 18. Maddesi uyarınca, bir ay içinde onaylanması beklenirken, ertesi gün Sovyetler Birliğinin desteği ile Ermenistan'da yönetimi Menşeviklerden alan Bolşevikler bunu yapmayınca, yürürlüğe girememiştir. Ancak, Türk kuvvetleri saptanan sınırın da ötesinde işgal ettikleri yerleri ve kimi ulaşım noktalarım tutmuştu. Böylelikle, Ankara Hükümeti Moskova görüşmeleri boyunca güçlü durumunu sürdürmüştür.

Ermenistan'ın güneyindeki Nahçıvan-Şahtahtı-Şarur bölgesi Gümrü Antlaşmasıyla geçici olarak Türkiye'nin koruyuculuğuna bırakılmış iken (Md. 2) Moskova Antlaşması bu yetkiyi Azerbaycan'a verecektir.

Türkiye söz konusu Ermenistan sınırını Ermeni Hükümetine kabul ettirdiği halde, 1914 sınırı ile bu yeni sınır arasındaki toprakların geleceğinin, göç eden Ermenilerin yerlerine dönmesinden sonra, bir plebisitle saptanması olanağını tanımıştır (Md. 3). Türk Hükümetinin bunu kabul etmesi, onun hem Türk çoğunluğundan kuşku duymadığını, hem de Sovyetler Birliği ve Batı Devletleri önünde, Başkan Wilson'un şampiyonluğunu yaptığı ‘self-determination’ ilkesine saygılı olduğunu göstermek isteğini kanıtlamaktadır. Ancak, Moskova Antlaşmasına böyle bir hüküm konulmadığından söz konusu bölgede bir plebisit yapılmamıştır.

Antlaşmanın öteki hükümleri de, Türkiye bakımından olduğu gibi, onun iyi bir komşu olarak görmek istediği Ermenistan için de güven verici ve bir barış umudu nitelikte idi.

Gümrü Antlaşmasının bir anlaşmazlık çıktığında, geçerli metninin Türkçe olduğu son Maddesinde yazılıdır.

Antlaşmanın, eski harflerle fotokopisi ile birlikte, Lâtin harfleriyle Türkçe metni, Türk İnkılap Tarihi Enstitüsünden aktarılmış olarak Die Welt des Islams adlı yapıtın C. II, S. 25. inde bulunmaktadır. Türkiye Büyük Millet Meclisi Zabıtnamelerinin 6. Cildinde (1. 108, 4 Aralık 1336/1920) bulunan, Dışişleri Bakam Vekili Muhtar Bey'in açıklandığı metin ise son taslak olduğundan imzalanan metine göre biraz değişiktir.

TÜRKİYE - ERMENİSTAN BARIŞ ANDLAŞMASIGümrü (Alexandropol), 2 Aralık 1920 

(Metin)
Bir yandan Türkiye Büyük Millet Meclisi Hükümeti, Öte yandan Ermenistan Cumhuriyeti, aralarındaki savaş durumuna son vermek ve sürekli bir barış yaratmak amacıyla, aşağıda adları yazılı yetkili Temsilcileri, görüşmeler yapmak için, görevlendirilmişlerdir:

Türkiye  Hükûmetince:
Doğu  Cephesi  Komutanı Ferik   Kâzım   Kara   Bekir  Paşa,
Erzurum Valisi Hamid Bey,
Erzurum Milletvekili Süleyman Necati Bey;

Ermenistan   Cumhuriyetince:
Eski  Başbakan  Mösyü Aleksander Hatisiyan,
Eski Maliye  Bakanı  Mösyü  Avram Gülhandaniyan,
İçişleri Bakan Yardımcısı Mösyü İstepan Gorganiyan.

Adı geçen yetkili Temsilciler, barış görüşmeleri için Gümrü'de toplanıp yöntemine uygun görülen yetki belgelerinin verişimi üzerine, aşağıdaki Maddeleri kararlaştırmışlardır:

1. Türkiye ile Ermenistan arasında savaş durumuna son verilmiştir.

2. Türkiye ile Ermenistan arasındaki sınır ilişik krokide gösterildiği üzere; Aşağı Karasu’nun döküldüğü yerden başlayarak, Aras Irmağı Kekaç kuzeyine dek Arpaçayı, daha sonra Karahan Deresi - Tiğnis batısı - Büyük Kimli doğusu - Kızıltaş - Büyük Akbaba Dağı çizgisinden oluşur. Sınır çizgisinin kesin biçimde belirlenmesi işi, bu Antlaşmanın imzası gününden iki hafta sonra, Karma bir Komisyonca yerinde yapılacaktır.

Kuki Dağı 10282-8022, Gamasur Dağı 8160, Kurdkulak Köyü, Saat Dağı 7868, Arpaçay Evleri 3080, Kemurlu Dağı 6930, Saraybulak 8071, Ararat İstasyonu, Araş Irmağı üzerinde Aşağı Karasu'nun döküldüğü yerden geçen çizginin güneyindeki (Nahçıvan, Şahtahtı, Şarur) bölgesinde daha sonra bir plebisitle saptanacak yönetim biçimine ve bu yönetimin kapsayacağı topraklara Ermenistan karışmayacak ve işbu bölgede şimdilik Türkiye koruyuculuğunda bir yerel yönetim kurulacaktır.

3. Türkiye Büyük Millet Meclisi Hükümeti, ikinci Maddede sözü geçen sınır ile Osmanlı sınırı arasında bulunup işbu Antlaşma uyarınca Türkiye'de kalacak olan ve üzerine Türkiye'nin tarihsel, etnik ve hukuksal ilişkisi inkâr edilemez toprakların hukuksal durumu konusunda, Ermenistan Cumhuriyeti istediği takdirde, asıl halkının tümüyle geri dönmesinin gerçekleşebilmesi için, Antlaşmanın onaylanmasından sonra üç yıl geçince plebisite başvurmayı kabul eder. Bir Alt Komisyon bunun biçimini belirleyecektir.

4. Emperyalist Devletlerin kışkırtma ve özendirmeleri sonucu olarak, düzen ve güvenliği bozucu durum ve eylemlere bundan böyle olanak bırakılmaması yolundaki iyi niyeti nedeniyle, Erivan (Ermenistan) Cumhuriyeti iç güvenliği korumağa yetecek düzeyde, hafif silahlı jandarma kuvveti ve ülkeyi savunmaya ayrılan sekiz dağ ya da sahra topu ile yirmi makineli tüfeğe sahip ücretle tutulacak bin beş yüz askerden oluşan bir birlikten fazla bir askersel kuruluşa izin vermemeği yükümlenir. 

Ermenistan'da zorunlu askerlik hizmeti olmayacaktır. Ülkeyi dış düşmanlara karşı savunmak için tahkimat yapmak ve bu tahkimata istediği sayıda ağır toplar yerleştirmekte Ermenistan Cumhuriyeti özgürdür. Bu ağır toplar arasında, hareket halindeki Orduda kullanılabilecek on beş santimetrelik obüsler ile on beş santimetrelik uzun toplar ve daha küçük çapta her türlü ağır ateşli silâhlar bulunmayacaktır.

5. Barışın yapılmasından sonra Erivan'da yerleşecek Türkiye'nin siyasal Temsilcisi ya da Büyükelçisinin yukarıda sözü edilen konularda her zaman denetleme ve soruşturma yapmasına Erivan Hükümeti izin vermeği işbu Antlaşma ile kabul etmiştir. Buna karşılık, Ermenistan Cumhuriyeti istemde bulunursa, Türkiye Büyük Millet Meclisi Hükümeti Ermenistan'a silahlı yardımda bulunmağı yükümlenir.

6. Bağıtlı Taraflar, Büyük Savaş sırasında düşman ordularına katılarak kendi devletine karşı silâh kullanmış ya da işgal altındaki topraklar üzerinde toptan kırımlara katılmış olanları dışındaki göçmenlerin eski sınır içindeki yurtlarına dönmelerine izin verir. Böylece, ülkelerine döneceklerin en uygar ülkelerdeki azınlıkların yararlandıkları haklardan bütünüyle yararlanmalarını, karşılıklı olarak, yükümlenirler.

7. Altıncı Maddede sözü geçen göçmenlerden işbu Antlaşmanın onayı ve onay belgelerinin verişimi gününden sonra bir yıllık süre içinde yurtlarına dönmeyenler o Maddenin verdiği olanaktan yararlanamayacakları gibi, tasarruf haklanma ilişkin savları da geçerli olmayacaktır.

8. Türkiye Büyük Millet Meclisi Hükümeti, iki yıldan beri silâh altında tutmak zorunda kaldığı Ordunun büyük harcamalar gerektirmiş olmasına karşın, Ermenistan'a karşı girişmek zorunluluğunda kaldığı savaş nedeniyle hakkı olan zarar gideri temininden, benimsenip açıklanan insancıl ve hukuksal ilkelere uymak isteğiyle, vazgeçmiştir. Bundan başka, Taraflar Büyük savaş sırasında ortaya çıkan zararlar ve tasarruf haklarındaki değişikliklerin gerektirdiği zarar gideri temininden de aklanmışlardır

9. Türkiye Büyük Millet Meclisi Hükümeti, Erivan Cumhuriyetine, İkinci Maddede belirlenen sınır içinde, egemenliğini bütünüyle geliştirmek ve güçlendirmek üzere, içtenlikle yardımda bulunmağı yükümlenir.

10. Erivan Hükümeti, Türkiye Büyük Milletince kesinlikle reddedilmiş olan (Sevr) Antlaşmasını hükümsüz sayıp bunu ve kimi emperyalist hükümet ve siyasal çevreler elinde bir kışkırtma aracı olan Avrupa ve Amerika'daki Temsilci Heyetlerini geri çağırmayı, bundan böyle iki ülke arasında her türlü yanlış düşünceleri ortadan kaldırmak iyi niyetiyle yükümlendiğini açıklar.

Ermenistan Cumhuriyeti barış ve esenlik içinde gelişmesini sağlama ve Türkiye'nin komşuluk haklarına saygılı olma doğrultusundaki iyi niyetlerinin bir kanıtı olmak üzere, emperyalist amaçlar güderek, iki ulusun barış ve esenliğini tehlikeye sokan haris, savaşçı kişileri hükümet yönetiminden uzak tutmağı yükümlenir.

11. Ermenistan Cumhuriyetinin toprakları üzerinde yaşayan Müslüman halkın haklarını korumak ve onların dinsel ve kültürel özellikleri içinde gelişmelerini sağlamak için, toplumsal biçimde örgütlenmelerini, Müftülerin doğrudan doğruya Müslüman toplumunca seçilmesini ve yerel müftülerin seçecekleri baş müftünün memurluk görevinin Türkiye Büyük Millet Meclisi Şer'iye Vekâletince onaylanmasını kabul ederek yükümlenir.

12. Bağıtlı Taraflardan her biri, karşı Tarafa ilintili kişi ve malların kendi demiryolları ve genellikle tüm ulaşım yolları üzerinden özgürce geçmelerini ve öteki Tarafın denize ya da herhangi bir ülkeye transitini, hiç bir biçimde, engellememeği yükümlenir. Türkiye Hükümeti, Şerur, Nahçıvan, Şahtahtı ve Gulfa yoluyla İran, Maktu ve Ermenistan arasında transit işlerinin serbestliğini sağlar. Ermenistan Hükümeti, Azerbaycan, İran, Gürcistan ve Türkiye arasında eşya, araba, vagon ve tüm transit işlerinden vergi almamayı yükümlenir.

Türkiye Devleti, varlık ve yaşamına Emperyalistler tarafından girişilmesi kesinlikle beklenen yıkıcı kışkırtmalara karşı koymak zorunluğunda bulunduğundan, genel barışın gerçekleşmesine değin, ulaşım serbestliğini bozmamak koşulu ile Dördüncü Maddede sözü edilen sayıdan fazla silâh sokulmasını önlemek için, Erivan Cumhuriyeti içindeki demiryolları ve ulaşım yollarını denetim ve gözetim altında bulunduracaktır. Emperyalist devletlere ilintili resmi olmayan heyetlerin bu ülkeye girme ve sızmalarına Taraflar engel olacaklardır.

13. Türkiye Büyük Millet Meclisi Hükümeti, Devletin bağımsızlığı ve toprak bütünlüğünü tehdit edebilecek saldırılara karşı, işbu Antlaşmanın Erivan Cumhuriyetine sağladığı haklara zarar gelmemek koşulu ile Ermenistan içinde geçici olarak askersel önlemler alabilir.

14. Erivan Cumhuriyetince her hangi bir Devletle yapılmış olan tüm Antlaşmaların Türkiye'yi ilgilendiren, ya da Türkiye'nin çıkarlarına zararlı hükümlerini geçersiz saymayı bu Cumhuriyet kabul eder ve yükümlenir.

15. Bağıtlı Taraflar arasında Antlaşmanm imzasından sonra ticaret ilişkileri başlayacak ve Taraflar Büyükelçi ve Konsolos atayabilecektir.

16. Telgraf, posta, telefon, konsolosluk ve ticarete ilişkin bağıtlar Alt - Komisyonlarca işbu Antlaşma hükümleri uyarınca yapılacaktır. Bununla birlikte, komşu ülke ve işgal altındaki topraklar ile Ermenistan arasında demiryolu, telgraf ve posta ulaşımının, bu Antlaşma imza edilir  edilmez,  başlamasına  Türkiye  Hükümetince  izin  verilecektir.

17. Bu Antlaşma gereğince Ermenistan'ın olup Türk Ordusu işgali altında bulunan toprakların boşaltılması ve tutsakların geri verilmesi ve değiştirilmesi, Antlaşmada Ermenistan Hükümetine ilişkin yükümlülüklerin yerine getirilmesinden sonra gerçekleştirilecektir. Alıkonulan siviller ve Devlet ileri gelenleri geri verilecektir. Tutukluların geri verilmesi işi Alt Komisyonca yerine getirilecektir.

18. İş bu Antlaşma bir ay içinde onaylanarak, onaylanmış Örnekleri Ankara'da verişilecektir.


Bu hükümlere olan inançla, yukarıda adları yazılı yetkili Temsilciler işbu Barış ve Dostluk Antlaşmasını imza etmişlerdir. Antlaşma iki örnek olarak 2 Aralık 1920 günü Gümrü (Aleksandropol)'de düzenlenmiştir. Anlaşmazlık çıkınca, Türkçe metnine başvurularak çözümlenecektir.




KÂZIM KARABEKİR ALEKSANDRE HATİSYAN
HÂMİD AVRAM GÜLHANDANİYAN
SÜLEYMAN NECATİ ISTEPAN GORDANIYAN


Kaynak:
http://www.ttk.gov.tr/index.php?Page=Sayfa&No=252
Tarihçeleri ve Açıklamaları ile Birlikte Türkiye'nin Siyasal Andlaşmaları I. Cilt (1920-1945), İsmail SOYSAL, 17 - 23 ss.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder